It looks like you are visiting our website from within the U.S.

The securities mentioned on this website are not being offered, and will not be sold, within the United States or to, or for the account or benefit of, any U.S. person. Hence, we cannot grant access.

If you are not accessing the website from within the U.S., please contact us for support.
In order to investigate the issue, please provide your geographical location and the time when you tried to access this website.

  • Netherland: 0800 - 0221864 / infomarkets@gs.com
  • Belgium: 0800 - 81963 / infomarkets@gs.com
  • Germany: 0800 - 6746367 / zertifikate@gs.com
  • Switzerland: 044 - 2241144 / swisswarrants@gs.com
Ana Sayfa

RöportajlarKısaca … Petrol Fiyatları Yükselirken Yatırımlar Neden Kuruyor?

Petrol fiyatlarının yükselmesine rağmen, yatırımcıların fosil yakıt üreten ve yüksek karbon emisyonuna sahip endüstrilerden uzak durması nedeni ile yeni petrol ve doğalgaz projeleri fonlanmıyor. Enerji fiyatları ile sermaye harcamaları arasındaki bağlantının kopmasıyla bir varil petrolün maliyeti de muhtemelen artacak; ancak, bu durum, düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçişi de destekleyebilir. Yatırımcıların, iklim değişikliğine her geçen gün daha fazla eğildiği bu dönemde, Goldman Sachs’ın EMEA doğal kaynaklar araştırma şefi Michele Della Vigna ile bir röportaj yaptık ve şirketin emtia fiyatlarıyla ilgili beklentilerini konuştuk.


Michele Della Vigna, Global Investment Research, London, Goldman Sachs


Araştırmalarınız, yüksek enerji fiyatları ile sermaye harcamaları arasındaki bağın kopmuş olduğunu gösteriyor. Bu bağlantıyı koparan şey ne oldu?

Michele Della Vigna: Sermaye piyasalarının, iklim değişikliği konusundaki hassasiyeti çok yüksek seviyelere ulaştı. Bunu birçok şekilde ölçebiliriz; örneğin, hissedarların iklim değişikliği konulu karar tekliflerinde onay oranı son 10 yılda %10’dan %’40’a yükseldi. Bu durum, yüksek karbonlu enerji projeleri ile düşük karbonlu enerji projelerinin sermaye maliyetlerinde devasa bir farklılığa yol açıyor. Sermaye maliyetlerindeki farklılığın yaklaşık yüzde 15 puana ulaştığını tahmin ediyoruz. Bu durum sermaye piyasalarının iklim değişikliğine odaklanmasının ne büyük etkileri olabileceğini gösteriyor.

Bu değişim sebebi ile, geleneksel hidrokarbon yatırımlarında, çeşitli şekillerde sermaye darlığı yaşanıyor. Bu darlık, küçük ölçekli keşif ve üretim şirketleri için fonlamada etkili. Büyük ölçekli entegre petrol ve doğalgaz şirketleri için ise karbonsuzlaşma konusu buna sebep oluyor. Her halükârda, hiçbir şirket, petrol ve doğalgaz projelerini önceden olduğu gibi ölçeklendiremeyecekler. Çoğu şirketin bir karbon bütçesi oluşturması gerektiğini düşünebilirsiniz. Gelgelelim, karbon bütçesi, en nihayetinde, petrol ve doğalgaz gelişiminin azalmasına, projelerin kabul edilebilir en düşük getiri oranlarının artmasına veya bu projelerin maliyetlerinin yükselmesine yol açıyor. Haliyle, mevcut nakit akışı ne olursa olsun, sermaye harcamaları otomatik olarak kısıtlanıyor.

Petrol ve doğalgaz sektöründe yaşanan katı sermaye harcamaları kısıtlamaları, bahsetmiş olduğumuz bu tarihi ilişkinin bozulmasına neden oldu. Petrol ve doğalgaz piyasasındaki daralmaya rağmen, bu sebepten dolayı, yeni petrol ve doğalgaz sahaları oluşturulamıyor. Bu durum da iş etkinliğinin artmaya başlamasını erteliyor ve “eski karbon ekonomisinin intikamı” dediğimiz şeyi başlatıyor. Kısacası, arz sınırlaması yüzünden, son birkaç on yıl içinde göreceğimiz en ilginç emtia fiyat artış döngüsüne şahit olabiliriz.

Yüksek petrol fiyatları, sermaye piyasalarından gelen dekarbonizasyon baskısıyla son derece tutarlı bir tablo çiziyor.

GS Global Strateji Konferansında, meslektaşınız Jeff Currie, son yıllarda enerji sektöründeki yatırımların büyük kayıplar vermesinin de yatırımcıları etkilediğini söyledi. Sermayenin bu sektöre yönelmemesinin bir sebebinin de bu olduğunu söyleyebilir miyiz?

Michele Della Vigna: Kulağa son derece makul geliyor. Ancak, ilginç bir şekilde, daha önceki toparlanmaları incelerseniz, iki veya üç yıllık bir süre içerisinde sermaye harcamalarının iki katına çıktığını görürsünüz. Bu sefer ise sermaye harcamalarının, önümüzdeki iki veya üç yıl içinde, petrol ve doğalgaz sektöründe en fazla %20 artacağını düşünüyoruz. Yani, buradaki durum sadece dönemsel olarak değil yapısal olarak da farklı.

Sermaye harcamaları, elbette, başka alanlara da yönelebilir. Düşük karbon yatırımlarını hesaba katarsanız, düşük karbona doğru yaşanan değişimlerin etkisiyle sermaye harcamalarında biraz daha fazla toparlanma görebilirsiniz; ancak, önceki emtia fiyat artış döngülerinde gördüğümüz sermaye harcamalarına yine de yaklaşamayacaktır.

Bu sorun, global bir sorun mu? Yoksa farklı coğrafyalarda farklı mı şekilleniyor?

Michele Della Vigna: Coğrafi farklılıklar var; ancak, sermaye piyasalarının global olduğunu unutmamak gerekir. Bu baskı Avrupa’da daha güçlü olsa da ABD ve diğer bölgelerde de hissediliyor. Yani, Avrupalı enerji şirketleri karbon konusunda daha katı bir tutum izleseler de ABD şirketlerinde durum pek farklı değil. Geçmişte, petrol fiyatları bu seviyelerde olduğunda çok daha büyük hacimlerde iş etkinliği varken, an itibarıyla, ABD şirketleri petrol alanındaki büyümeye minimal düzeyde odaklanıyorlar.

Ulusal petrol şirketleri bile petrol alanındaki büyümeyi bir kenara bırakıp, düşük karbonlu işletmeler geliştirmeye odaklanıyorlar. Dolayısıyla, bu durumun global ölçekte geçerli olduğunu düşünüyorum. Bölgeden bölgeye farklılıklar görülse de dünya genelinde aynı durum hâkim.


Kaynak: Michele Della Vigna röportajı, 20 Ocak 2022 tarihinde, www.goldmansachs.com İnternet sitesinin Insights (Analizler) sayfasının “Briefly” (Kısa Kısa) bölümünde ve Goldman Sachs’ın “Briefings” (Brifingler) haber bülteninde İngilizce olarak yayınlandı. Bu yazıda yer alan beyanların yatırım tavsiyesi olmadığını lütfen unutmayınız.


Fotoğraf sahipleri: Adobe Stock – 1. Resim: EUDPic, 2. Resim: acinquantadue

Aksi belirtilmedikçe Goldman Sachs ürünlerinin veri kaynağı, Goldman Sachs'tır.
Dil: tr | en
İletişim Hattı: 444 6096
Version: 0.9.24