Çin, hükümet tarafından rüzgâr türbini ve güneş panellerinden üretilecek enerji miktarı için bu on yıllık dönemin sonu için hedeflenmiş olanın üç katı hacminde enerji üretiyor ve 2060 yılına kadar enerji konusunda tamamen özyeterliliğe ulaşabilir.

Goldman Sachs Research tahminlerine göre, 2030 yılına kadar Çin’in toplam güneş ve rüzgâr enerjisi üretimi 3,3 teravat seviyesine ulaşacak ve hükümetin mevcut 1,2 teravat hedefini aşacak.
Raporda, Çin’in son on yıllık dönemde temiz enerji yatırımlarını devasa boyutlara çıkardığını gösteriyor. Güneş enerjisi ürünleri piyasasının halihazırda %90’ını kontrol eden Çin’in rüzgâr türbini imalatçıları da aynı piyasanın %30’unu temsil ediyor. Çin, batarya sektöründe ara materyallerin ve hücre montajının lideri konumunda ve dünyanın dört bir yanında yaptığı yatırımlar sayesinde lityum ve diğer hammaddelere geniş bir erişimi var.
GS analistleri, temiz hidrojen teknolojilerinin gelişmesi de hesaba katılınca, Çin’in yenilebilir enerji konusundaki ilerlemesinin 2030 yılına kadar ülkenin enerji ihracatını %10 oranında azaltacağını tahmin ediyor. Ve bu sadece başlangıç olacak: Analistlerimiz, yenilenebilir enerji tesislerinin beklendiği ölçüde hızlanması halinde 2040’lı yılların başında Çin’in enerji ihracatının %50 azalacağına inanıyor. Kömür fiyatlarının düşük olması da hesaba katılınca, yenilenebilir enerji maliyetlerindeki inovasyonlar sayesinde tüketicilerin enerji masraflarının da düşeceği öngörülüyor. Gelgelelim, bu hedeflere ulaşmak için harcamaların da arttırılması gerekiyor. GS Research ekibinin hazırladığı rapora göre, yenilenebilir enerji üretimi ve şebeke depolamasında artış olması için 2040 yılına kadar $2,26 milyar civarında yatırım yapılması gerekiyor.
„Çin fosil yakıt ihracatını azaltma projesinde ilerlerken, uzun vadeli çözümü olan enerji özyeterliliğine ulaşmak için yenilenebilir ve uygun maliyetli bir enerji sisteminin yanı sıra yeterli ölçüde enerji depolama ve akıllı şebeke dağıtımı sistemleri gerekeceğini görüyoruz“ diyor GS analistleri Nikhil Bhandari, Amber Cai, Chao Ji ve Chelsea Zhai yazdıkları raporda.
Yenilenebilir enerji üretiminin hızlanmasıyla ölçeği de artacak ve üretim maliyetlerinin düşmesini sağlayacak. Raporun yazarları, güneş ve rüzgâr enerjisi üretimi maliyetlerinin düşmesinin yanı sıra teknolojik gelişmeler ve imalat fazlaları sayesinde 24 saat çalışan güneş enerjisi projelerinin ekonomik olarak kullanışlı hâle geleceğini düşünüyor. An itibarıyla, 24 saat boyunca faaliyet gösteren depolamalı solar enerjisi üretim projelerinin dâhili getiri oranı sıfırın altında; gelgelelim, inovasyonlar sayesinde 2030 yılına kadar verimlilik artacak ve getiriler neredeyse %10 civarına ulaşacak.
Enerji/depolama bağlantısı
Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki üretim kesintili olarak gerçekleşiyor. Enerjinin az olduğu veya hiç olmadığı zamanlarda depolanmış enerjinin kullanılması gerekiyor (örn. günün karanlık saatlerinde güneş enerjisi için veya esintisiz günlerde rüzgâr enerjisi için). GS Research, Çin’in yaklaşık 520 gigavat depolanmış enerjiye ihtiyacı olacağını ve bunun dörtte üçünden fazlasının bataryalardan geleceğini (2021 yılından 70 kat daha fazla) tahmin ediyor. Depolamadaki artışların geri kalanı ise pompalı hidrogüç tesislerinden gelecek.
Çin halihazırda batarya hammaddeleri için yatırımlarını yaptı ve GS Research ekibi, ülkenin 2024 yılına kadar lityum konusunda özyeterliliğe ulaşacağını tahmin ediyor. Buna ek olarak, güneş pili ve sodyum iyon bataryaları (SIB’ler) gibi gelişmekte olan teknolojilerde de öncülük ediyor. Raporda, ülkenin batarya kapasitesinin gelişmesi sayesinde ekonomik olarak da gelişeceğine vurgu yapılıyor. “Çin’in batarya imalat kapasitesinde yoğun bir fazlalık oluşacağını ve ortalama batarya fiyatlarının kayda değer ölçüde ve dünyanın geri kalanından çok daha hızlı bir şekilde düşeceğini tahmin ediyoruz” diye yazıyor Bhandari ve ekibi.
Çin ve diğer ülkelerin SIB’ler gibi gelişmekte olan teknolojileri benimsemesiyle batarya tasarrufları daha da büyüyebilir. Sodyum elementine dünyanın birçok yerinde ulaşılabildiği için, mevcut standart olan lityum iyon pilleriyle kıyaslandığında SIB’ler çok daha uygun maliyetliler. Aynı zamanda, SIB’ler lityuma göre daha güvenli ve daha çevre dostu. Şebeke dışı projeler ve yük dengeleme uygulamaları için de kolayca adapte edilebiliyor.
Dezavantajlar
Raporda, GS Research ekibinin tahminlerinin doğru çıkmamasına yol açabilecek çeşitli faktörlere de yer veriliyor. Bunlardan birincisi, kesintili yenilenebilir enerjiye olan talepteki artışı karşılamaya yetecek hızda şebeke iyileştirmesi yapılmaması veya yatırımların yetersiz olması sebebiyle yeşil enerji projelerinin benimsenmesi beklenenden yavaş gerçekleşebilir. İkincisi, kömür yakmalı enerji üretimi kapasitesindeki artış, azami kullanım kapasitesinin düşürülmesini sağlayabilir ve enerji depolama talebini azaltabilir.
Bir diğer faktör de yeşil enerjileri üretmek, depolamak ve taşımak için gerekli olan bakır cehverlerine olan bağımlılık. Çin’in yerel üretimi, ülkedeki talebin %30’dan azını karşılıyor ve ithalata olan bağımlılığı sebebiyle, jeopolitik sıkıntılar yaşanması hâlinde yeşil enerjiye geçiş projelerinin kesintiye uğrama ihtimali bulunuyor.
Uzun vadeli etkiler
GS Research ekibi, Çin’in yeşil enerjiye geçiş projesinin bazı önemli etkilerini vurguluyor:
Yenilenebilir enerjiler ve yenilenebilir enerji tabanlı hidrojen zaman içerisinde enerji üretimi için kömür, taşıt yakıtı için benzin ve dizel ve sanayi üretimi için doğal gaz kullanımını azaltacak.
Kömüre olan talep 2030 yılı civarında düşmeye başlayacak. Gelgelelim, kömür kısa vadede Çin’in başlıca enerji kaynağı olmaya devam edecek. Ülkedeki genel enerji talebinin artması ve yeni tesislerin ortaya çıkmasıyla ortalama yenilenebilir enerji kullanımının azalması bunun önemli etkenleri arasında.
Yenilenebilir enerji üretimi maliyetlerinde yapılacak olan inovasyonlar, tüketicilerin de enerjiye daha uygun maliyetlerle ulaşabilmesini sağlayacak. Kömür fiyatlarındaki düşüş de hesaba katıldığında, yenilenebilir enerji üretimindeki inovasyonlar 2030 yılına kadar enerji maliyetlerini azaltacak, volatiliteyi düşürecek ve enerji sektöründe fosil yakıtların pazar payını daraltacak.
Yenilenebilir enerji kapasitesindeki büyüme sayesinde, dünyadaki enerji talebi genel olarak artsa bile 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını azaltacak.
Yeşil enerjinin yayılması için şebekelerin iyileştirilmesi için dağıtım şirketlerinin daha fazla eyaletlerarası ultrayüksek voltaj hatları inşa edeceği ve dijitalleşmenin artacağı tahmin ediliyor; bu da gerçek zamanlı tahminler yürütülebilmesini ve tüketici talebinin ve ticari talebin yönetilebilmesini sağlayacak. Buna ek olarak, bölgelerarası geçiş kanalları inşa edilmesi ve enerji depolama uygulamalarının da kullanılması gerekecek.
„Akıllı ve yoğun bağlantılara sahip bir şebekenin Çin’de ‘Enerji İnternetine’ öncülük etmesini bekliyoruz. Bu modernleştirilmiş enerji sistemi sayesinde farklı enerji kaynakları birbirine entegre edilmiş olacak ve büyük ölçekli, interaktif bir enerji dağıtımını ve işlemini mümkün kılacak“ diye belirtiyor yazarlar. „Enerji İnternetinin büyümesiyle birlikte sanal enerji santralleri, büyük veri analizleri ve zamanında enerji dağıtımı gibi daha yenilikçi enerji ve dağıtım çözümlerinin ortaya çıkacağını ve bunun da yeşil enerjilerin pazar payının hızla büyüyeceğini öngörüyoruz.“
Bu makale sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu makalede yer alan bilgiler Goldman Sachs tarafından alıcıya verilen bir tavsiye niteliğinde değildir ve Goldman Sachs bu video aracılığıyla ya da alıcılarına herhangi bir finansal, ekonomik, yasal, yatırım, muhasebe veya vergi tavsiyesinde bulunmamaktadır. Goldman Sachs veya iştirakleri, bu makalede yer alan bilgi veya ifadelerin tamamen doğru veya eksiksiz olduğunu doğrudan ya da dolaylı olarak beyan, temsil veya garanti etmez ve alakalı sorumlulukları (doğrudan veya dolaylı zarar veya hasarlar dâhil) kabul etmez.
Kaynak: Bu makale, 23 Mart 2023 tarihinde www.goldmansachs.com sitesinde yayınlanan „China may reach energy self-sufficiency by 2060“ (Çin enerji konusunda özyeterliliğe 2060 yılında ulaşabilir) isimli makaleyi kaynak olarak almıştır.
Fotoğraf sahipleri: Adobe Stock – 1. Resim: kotoyamagami, 2. Resim: hu